11 Ocak 2016 Pazartesi

BAŞTAN ÇIKARICININ GÜNLÜĞÜ


ÖZGÜN ADI : FORFØRERENS DAGBOG
YAZAR : SØREN KIRKEGAARD
ÇEVİREN : NUR BEIER
YAYINEVİ : İŞ BANKASI KÜLTÜR YAYINLARI
SAYFA SAYISI : 168

Merhaba Sevgili Okur

Son kitabımız Baştan Çıkarıcının Günlüğü. Okumaya çok istekli olduğum bir kitap değildi. Çünkü Soren Kierkegaard'a bu kitapla başlamak istemezdim. Ama pişman değilim, oldukça kafamı karıştırdı, bu anlamda iyiydi... 

Soren Kierkegaard tanıtımını başka bir kitabının yorumunda yazmak isterim. Çünkü Kierkegaard bir filozof olmasına karşın, elimizdeki kitap iyi kurgulanmış bir günlük, roman. Romanı ilginç kılan ise Kierkegaard'ın nişanlısından ayrıldıktan sonra inzivaya çekilip, nişanlısıyla hemen hemen aynı yaştaki bir genç kızla, ona estetiğin doruklarındaki aşkı yaşatıp bir şekilde ilişkiyi bitirme hesapları yapan adamın hikayesi olması. Aslında söz konusu kitap, yazarın Ya /Ya Da isimli Türkçe çevirisi olmayan kitabının bir bölümü. Belki kitabın tamamını okuma şansım olsaydı, bu bölümü sadece bir roman gibi değil felsefi bir analizin parçası olarak okuyabilirdim. Ama olmadı, kabul edelim ki bu kitap bir felsefe kitabı değil okur, yalnızca roman. 

Kitap Johannes'in Cordelia'yı hayatına almaya karar verip, alıp, terk etmesini anlattığı 4 ayı kapsayan günlüğünden oluşuyor. Bu bir aşk romanı değil, bu aşkı hiç tatmamış bir genç kızı aşkın yüksek tepelerine çıkarma isteğinin ve eyleminin ayrıntılarını içeren bir roman.  Benim anladığım kadarıyla bu isteğin kaynağı aşk değil, arzular değil fakat tutkulu bir estetik arayışı. Bu arayışı oldukça tutarlı edebi ve derin cümlelerle anlatmış Kierkegaard. Kitap bu açıdan çok etkileyici.  Kitapta beni rahatsız eden şeyse, kadın-erkek vurgusuydu. Özellikle kadınların arzu ve isteklerini, duygu dünyalarını anlatırken yaptığı genellemeler rahatsız ediciydi. Kitap kendi kurgusu içinde tutarlı fakat bu kitaptan yola çıkarak kadınlar veya erkekler hakkında genelleyici bir fikre kapılmak yanlış olur düşüncesindeyim.

Yine de keşke diyorum, bu hikayeyi günümüzde deneyimlemeye istekli bir genç adam olsa ve kendi baştan çıkarıcı hikayesini yazsa... Onu uzaktan izlemek tıpkı kitabı okumak gibi oldukça etkileyici olurdu. Estetik kaygısının her geçen gün daha da dibe vurduğu bir zamandan geçiyoruz. Bu hikayedeki baştan çıkarıcı, genç kadını bilerek ve isteyerek incitmiş olsa dahi, sırf aşkın estetiğini yücelttiği için bile övgüyü hak ediyor. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder